eski ramazanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
eski ramazanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Ağustos 2012 Salı

Ramazan mı Karnaval mı?

Merhaba

'Orucu uykuya tutturursak sevabı da rüyamızda görürüz' yazımdan sonra Dilek Korkmaz isimli bir okuyucu bana aşağıdaki yazıyı mail atmış.. Bende bu yazıyı sizinle paylaşmak istedim.. Biraz ağır bir yazı yoruma ve eleştiriye açık cümleler var.. Yaşadığımız çağa göre de biraz yaşamalıyız diye düşünüyorum.. ama unuttuğumuz es geçtiğimiz bir takım güzel noktaları hatırlatıyor.. Buyrun bakalım keyifli okumalar..



”RAMAZAN MI, KARNAVAL MI?”
Ramazan geliyor, geliyor, geliyor! Geldi! Ramazan kimdir? Ramazan nedir? Ramazan niçindir? Bu Ramazan’da da, “ nerde o eski Ramazanlar” mı diyeceğiz? Ramazan’lar olurken biz nerdeyiz? Hiç Ramazan’lar eskir mi? Eğer eskide kaldıysa Ramazan’lar biz nerde kaldık? Eğer Ramazan’ın tadı yoksa artık, bizim tadımız var mı? Ramazan’ın tatsızlığı hakikatte kimin tatsızlığıdır? Tadı olmayan insanın Ramazan’ı tatlı olur mu? Hem Ramazan tatlı olsun diye mi yaratılmıştır? Tadı, tuzu olan bir şey midir ve yenilir, içilir mi Ramazan? Yemeden ve içmeden kesilmekse Ramazan en alt planda, biz neyin tadını arıyoruz Ramazan’da? İbadetlerin mi? Bu soruya gülsem mi acaba? Yoksa ağlasam mı? Hiç sormadığımız soruların hiç olmayan cevapları? Soru sormayı ve cevapların peşinde koşmayı ne zaman öğreneceğiz acaba?
Gerçekten farkında mıyız bunun? Hani peygamber duasıyla, bizi Ramazan’a ulaştır Rabbim dediğimiz Ramazan! Hani mü’minlerin gelmesini iple çektikleri, hani on bir ayın sultanı, hani Kur’an-ı azimüş-şan’ın indirildiği, hani bin aydan hayırlı geceyi bağrında taşıyan, hani gecesi ibadet,gündüzü yine ibadet olan, hani duayla nefes alınan, hani gerçekten nefes alınan, hani şeytanların zincire vurulduğu, hani cennet kapılarının açılıp, cehennem kapılarının kapandığı,hani meleklerin hiç olmadığı kadar arştan arza, arzdan da arşa rahmet taşıdığı, hani rahmet ve mağfiretin buram buram koktuğu ay! Farkında mıyız gerçekten bu ayın?
Soruyorum bu soruyu çünkü, kendimden başlayarak farkında mıyız tehlikenin diyorum! Ramazan’a ve kendimize ne yaptığımızın farkında mıyız? Gelene gidemediğimizin farkında mıyız? Bize hep gelene bizim bir türlü gidemediğimizin farkında mıyız? Aç kaldığımızın ama oruç tutamadığımızın farkında mıyız? Teravihe gittiğimizin ama namaz kılamadığımızın farkında mıyız? Her şeyi sıradanlaştıran, sıradanlaştırarak öldüren bir hayat tarzının kurbanları olarak Ramazan’ı örfe saplayarak içini, özünü dinamitlediğimizin farkında mıyız?
“Nerde o eski Ramazan’lar” diyorlar ya hep! Gerçekten o eski Ramazan’lar Ramazan mıydı acaba? Yani o Ramazan’larda da tıka basa doldurmuyor muyduk midelerimizi? O Ramazan’larda da, en hızlı imamı aramıyor muyduk teravih için? O Ramazan’larda da, midemize oruç tuttururken gönlümüzü ve dilimize şeytana teslim etmiyor muyduk? O Ramazan’larda da şeytanlarımıza fink attırmıyor muyduk içimizin sokaklarında? O Ramazan’larda da, Ramazan’ı karnavala dönüştürmüyor muyduk? O Ramazan’larda da, ibadetleri rutine kurban etmiyor muyduk?
Evet geldi ve içimizde solumaya başladı Ramazan! Peki şimdi ne yapacağız? Nasıl gireceğiz Ramazan’a? Hazır mıyız, hazır olda mıyız? Allah’ın huzurunda hazır olda olmayanların huzuruna iner mi Ramazan göklerden? Göklerden ineni yerde nasıl karşılayacağız? Yer hazır mı? Allah’ın en seçkin ayı Ramazan’a hazır mı yeryüzü? Soru üstüne soru soruyorum çünkü, halimiz tam bir çıldırmışlık! Sokaklarında çılgınlığın hüküm sürdüğü bir coğrafyaya Ramazan nasıl ve ne kadar gelir Allah aşkına? Bu derece çıplaklığa hayat veren bedenlere iner mi gerçekten Ramazan? Sahillere uğrar mı mesela? İçimizin yangınlarının her tarafı aleve dönüştürdüğü bir dünyaya lütfeder mi Ramazan gerçekten? Masumların katledildiği bir dünyaya şeref verir mi Ramazan? İnsanın şerefi değil midir Ramazan? Nefsine zulmedenlerle, başkalarının nefeslerine zulmedenlerin bu kadar ittifak ettiği bir dünyaya teşrif eder mi Ramazan? Uykuya tutturduğumuz oruçlara iner mi hiç Ramazan?
Gündüz geçirdiğimiz aç vakitlerin intikamına dönüştürdüğümüz iftarlara iner mi hiç Ramazan? Gecelerini ibadetle mamur edeceğimiz ayı uyuyarak ya da karnavala dönüşmüş meydanlarda sabahlayarak geçirirsek gerçekten Ramazan bize gelmiş olur mu? Ramazan bir şölen, bir gösteri ve gösteriş ayı mıdır? Oyun ve eğlence olsun diye yaratılmamış dünyanın, hiç te oyun ve eğlenceyle alakası olmayan ayını, oyun ve eğlenceye dönüştürme telaşımız nedir böyle? İbadet, tefekkür ve aşk ayı Ramazan, bugün neyin ayıdır artık? Allah’a yönelmenin ve yükselmenin en mütecessim ayı Ramazan, neyin ayıdır artık? İnsanların birbirlerine giderek Allah’a vardıkları ay Ramazan, neyin ayıdır artık? Her sabahı gözden öte gönülle karşılamanın ve güneşi kendinle doğurmanın ayı Ramazan artık neyin ayıdır?
Ramazan bize yaklaşırken biz, kime yaklaşıyoruz? Okuyacağımız kitapları hazırladık mı? Yapacağımız ibadetlerin sevinci içimizi ele geçirdi mi? İtikafa girmenin hayalini kuruyor muyuz? Ziyafet ziyafet dolaşmayıp Ramazanın tadına varma düşüncesinin neresindeyiz? Az yiyip, az uyuyarak ve onlardan daha az konuşarak Allah’la daimi bir iletişimin heyecanı içimizi kaplıyor mu? İndirildiği ay olan Kur’an’la haşır-neşir olmanın ve bizi her ayetiyle çarpmasına izin vermenin açıklığı içinde miyiz? Kur’an’ı hatmetme derdinden çok hazmetme derdimiz var mı? Derin derin tefekkür sahneleri için bileniyor muyuz? Allah’tan dilenmek için kendimizi biliyor muyuz?
Yakında gününü göreceksin diyerek şeytana meydan okuyabiliyor muyuz? Bütün meydanları doldurmaya çalışan şeytana bütün meydanları dar edeceğimize yemin edebiliyor muyuz? O’nun(Hz. Muhammed) gibi yaşamanın, onun gibi ibadet etmenin, geceleri onun gibi geçirmenin, gündüzleri onun gibi nefes almanın, atmosfere onun gibi değer katmanın,onun gibi bakmanın, onun gibi sahura kalkmanın, onun gibi iftara yürümenin, onun gibi fıtrattan hiç ayrılmamanın, onun gibi bütün varlığımıza oruç tuturmanın, onun gibi her zerremize namaz kıldırmanın neresindeyiz? Efendimizin varlığının ve ağırlığının kaçta kaçıyız?
Alıştığımız bir Ramazan’a bir türlü neden ulaşamıyoruz? Alıştık evet! Çünkü Ramazan’da bir alışkanlık artık! Onu da eğlenceye dönüştürdük bugün itibariyle! Onu da oyuncak ettik kendimize! Ramazan’ı da karnaval yaptık olanca becerikliliğimizle! Bir yandan aç kalacak, diğer yandan gülüp eğleneceğiz yine! Ve yine bu yüzden Ramazan bitince her şey kaldığı yerden devam edecek! Kaldığı yerden çünkü, Ramazan’da kaldığı yerden devralmıştı ve aldığı yere geri iade edecek zamanı! Yani rahmet olmayacak Ramazan, yani merhamet olmayacak Ramazan! Yani asalet olmayacak Ramazan! Yani zerafet olmayacak Ramazan! Yani nefaset olmayacak Ramazan!

Sahi öyle mi olacak gerçekten?

Bu Ramazan böyle olmasın lütfen! Bu Ramazan başka olsun! Fert fert başka olsun! Mü’min’den mü’min’e bambaşkalıklarla dolsun! Bu Ramazan karnaval olmasın! Bu Ramazan,meydanlar boşalıp insanlar dolsun! Bu Ramazan insanlar ol-sun! Ve Ramazan bitince Ramazan bitmesin! 11 ayın sultanı 12 aya sultan olsun! Bu Ramazan, Sultan Ahmet ya da Eyüp sultan eviniz olmasın! Eviniz, Sultan Ahmet veya Eyüp Sultan olsun! Dışımızı boşaltırken içimizi dolduralım! Görüntüye değil görünmeyene verelim kendimizi! Görünmeyerek görünene verelim kendimizi! Kendimizi aldığımıza, verelim kendimizi!
Allah’ım, Ramazan’ı bize ulaştırdığın gibi bizi de Ramazan’a ulaştır! Ramazan’ın damarlarında kan yapıp akıt bizi! Ve bizi Ramazan’a bağışla! Bizi bağışla! Bizi bağışla!

Formun Üstü
Send to Email Address İsminiz Your Email Address
Post was not sent - check your email addresses!
Email check failed, please try again
Sorry, your blog cannot share posts by email.
Formun Altı
Description: http://stats.wordpress.com/g.gif?host=cahidejibek.com&rand=0.5946831185857833&blog=12840875&v=wpcom&user_id=0&post=13123&subd=cahidejibek&ref=http%3A//cahidejibek.com/Description: http://botd2.wordpress.com/botd.gif?blog=12840875&post=13123&lang=tr&date=1342578400&ip=95.9.57.139&url=http://cahidejibek.com/2012/07/18/ramazan-mi-karnaval-mi/